Din, Bilim, Evrim Çelişkisi -Teoriyi ideolojiye çevirmek-



Din – Bilim ve ‘Evrim Teorisi’ çelişkisine tepki yazısıdır.

Bilim: “neden” sorusunun ihtiyacından doğar. Doğal ve toplumsal olayların nasıl olup bittiğini açıklamaya çalışır. Nedensiz bir şey olmaz…
(her şeyin bir nedeni vardır) temeli kabulüne dayanır. Nedenleri ortaya koyabilmek, bunları deneysel yöntemle sınayabilmek ve doğrulanıp YANLIŞLANABİLİR bir şekilde ortaya koymak bilim yapmaktır.

Teori: Çok sayıda gözlem ve deneylerle desteklenmiş bir hipoteze denir. 
Hipotez ise ortaya çıkmış ya da çıkacak olan belirti, tutum, olgu veya olaylar üzerindeki geçici açıklamalardır. Teori kökleşmiş bir hipotezdir. Ancak teori deneylerle ispatlanmış olsa da bunun aksinin ispatlanması da mümkündür. Hipotez kanıtlanmış tezdir; her koşulda ispatlanmış teze hipotez denir yani kendini tekrarlayabilen teze hipotez denir.

Bilim, yanlışlanarak kendini geliştirir. Bilimin mutlaklığı yoktur. Hiçbir zamanda mutlak olmayı gözetmez. Aksine onun için mutlak olmak, gelişimin son noktasıdır ve dünyada mutlak olan tek şey yasalardır. Bilim, bu yasaları ortaya çıkaran bir araçtır. Bilimin kaynağı ise felsefedir. Bilim dini tanımaz, onun buyruklarından bir yargıya varmaz varamaz. Bu kanıya varmak kolaydır. Bilim yapan insanların dini bilgileri kullanması bilimin etiğinde yoktur. Bilim inanç bilgisinden yararlanmaz. İnanç bilgisi tanrıya ulaşmak ve onun buyurdukları ile yaşamı düzenlemek için vardır. Din ve inanç bilgisi mutlaklık iddiası taşır, İlahi dinlerin kitapları inanan insanlar için gerçeklik iddiası taşır. Din yalan veya yanlış bilgiler veremez çünkü; mutlak güce ve iradeye sahip olan Tanrı’nın  her zaman doğruyu gösterdiğini bilirler(inanırlar). Bilimin bu kanıyla gelişmesi mümkün değildir.

Dini kitapların bilimle olan ilişkisini açıklamaya çalışmak ve bilime karşı olmadığını kanıtlayamaya çalışmak doğru değildir. Dinin kanıtlanmaya ihtiyacı yoktur. İlahi kitaplarda; dünya’nın sudan yaratıldığını, yeryüzünü ve gökyüzünü birleştirdiğini öne sürerek modern bilimden önce bu tür bilgilerin var olması üzerinden dini kitapların gerçekliğini savunmaya çalışmak yanlıştır.

Bilim tüm insanlık için kullanıldığında ortak faydayı gözetir. Bu ortak fayda sayesinde teknoloji herkes için gelişir. Tek sorun teknolojiyi elde etmektir. Teknolojiyi elde edememek bilimin suçu değildir. Bu yüzden kimse bilimin bir topluluk için var olduğunu söyleyemez.
Din, sadece kendine mensup olanlarla ilgilenir. Aynı dine mensup olmayanlar iyi yada kötü olarak sıralanmıştır. İslam’a göre en kötü topluluk müşriklerdir. Çünkü müşrikler Müslüman olmayan insanlardır. Onların zararı yoktur fakat Müslüman olmamaları İslam için sorundur çünkü İslam’ın, tüm dünyayı etkisi altına alma hedefi vardır. Bu diğer ilah dinler içinde geçerlidir. Her dinin müşriki vardır. İslam’ın bu kapalı tutumuna doğru veya yanlış demek mantıklı. İslam’ın kuralları mutlaklık iddiası taşır ve ona inananlar bunu yanlışlamazlar. Dinin(ilahi) mutlaklık iddiası ve kapalı tutumu kendisinin etiğini oluşturur.

  • 'Evrim'i ve onu konu alan bütün bilim dallarını; arkeolojiyi, evrimsel antropolojiyi, evrimsel biyolojiyi vs. bir araya toplayın. 
  •  Evrim deyince aklınıza gelen ; ibadullah, Primatlar, Sapiens, Darwin, maymunlar, fosiller,  gelişimi, değişimi hepsini hatırlayın.
  •  Bilimin amacını, faydasını, en önemlisi 'etiğini'(yöntem) bilerek yorum yapın.
  • Son olarak 'Evrim'in bir teori olduğunu unutmayın. Evrim bir din, bir hayat görüşü, bir ideoloji değildir bunu aklınızdan çıkarmayın.
   'Evrim' sonuna eklenen 'teori' kelimesinin manasından ötesine kanıtlanıncaya kadar gidemez.

Ek;

Tanrı, insan için en büyük, en güçlü, sonsuz ama biricik olduğuna inanılan ontolojik veya epistemolojik varlık olabilir. O her şeyi görendir, bilendir. Her şeyin yaratıcısı ve yok edicisi olduğuna inanılandır. Göğü ve yeri birleştiren bir topun içine sıkıştırabildiğini vaad ettiğinizdir. Evrenin üstündedir, zamana hükmeden olduğuna inandığınızdır. Kısacası Tanrı, enlerin enidir insanların ulaşamadığı düşüncesindesinizdir. Tanrı’nın yüceliği yanı sıra insanın her zaman yanındadır, insanı en çok sevendir. Küfürden koruyandır, merhamet edendir. İnsanların en çok güvendiğidir, son umut duvarıdır, yaşama tutunma halatıdır, bir kuyunun üstündeki ızgaradır, kazalardan koruyandır; uçaktan düşenin paraşütü, boğulanın oksijen tüpüdür. Tanrı’ya inananlar ve ona şükredenler şüphesiz bunlardan ömür boyu istifade ederler.

--------------------------------------------------------------------
Diğer Yayınlar:

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnsanın Evrimi ve Yaratılış Teorisi: Evrimsel Antropoloji

GENÇLİK SOSYOLOJİSİ - KUŞAK KAVRAMI VE Y-Z KUŞAĞI DEĞERLENDİRMESİ

GENÇLİK SOSYOLOJİSİ - KAVRAMSAL VE OLGUSAL DEĞERLENDİRME