Biraz da Kendi Felsefemden


Okuma Süresi: 3 Dakika 40 Saniye


Akıl -ya da sağduyu- bizi hayvanlardan ayıran yegane şey olduğu ölçüde, onun her insanda bir bütün halde bulunduğuna inanıyorum. Sağduyu, dünyanın en iyi paylaşılmış şeyidir, zira herkes onunla çok iyi donatıldığını düşünür; öyle ki, başka konularda çok zor hoşnut olan insanlar bile, sağduyu söz konusu olunca, sahip olduklarından fazlasını istemezler.1 Ayrıca düşüncelerimizdeki farklılıklar bazı insanların diğerlerinden akıllı olmalarından değil, bizim kendi düşüncelerimizi farklı yollardan ilerletmemizden ve aynı şeyleri düşünmüyor olmamızdan ileri gelir.2

Bana gelince, insanların sahip olduğundan daha kusursuz bir zihne sahip olduğumu hiçbir zaman düşünmedim; hatta ben, onlarınki kadar açık hızlı bir hafızaya sahip olmak istemişimdir her zaman. Kendimin lise yıllarımdan beri özgün düşüncelere ve özlü sözlere yönlendiren yollar bulma konusunda talihli olduğumu düşünüyorum. Bu düşünce ve sözlerden hareketle kendime bir yöntem oluşturdum ve bu yöntem sayesinde bilgimi kademeli olarak arttırdığıma, pek değerli aklımın, bu kademenin zirve noktası için gerekli donanımı aldığına inanıyorum. Çünkü; entelektüel kişiliğin öyle bir noktasındayım ki, kendimle ilgili yargılarımda bile, kendimi beğenmişlikten ziyade kendimi yetersiz bulmaktan yana eğilmeye özen gösteririm. Fakat bazen benim dışındaki yargılarda öne atlamaktan kendimi alıkoyamıyorum. İnsanlar bu davranışıma tekabül diğer konulardaki mütevaziliğimi unutuyorlar. Onların gözünde çok bilmiş olarak kalıyorum. Bu herhalde, bütün yeşil bir elmanın parlak ve tazeliği yerine alt tarafındaki küçük sarı lekeye odaklanmaları gibi bir şey. Oysaki o sarı leke elmanın tadını hiç bozmaz. Yine de İnsanların eylemlerine ve icraatlarına felsefeci gözüyle baktığımda, boş ve yararsız olmayan tek bir şey dahi bulamıyorum. En iyi dostların bile bana karşı düşüncelerinin şüpheli olduğunu biliyorum. Kendi hayatımı onlara böyle resmetmek, verdikleri yargılarla ve ortaya çıkaracakları düşünceleriyle kendimi geliştirmek için benim yeni araçlarım olacak ve diğer kullandığım araçlarım arasına ekleyeceğim. Bu size pek insanca görünmüyor gibi gelebilir ama zararlı da değildir. Nasıl insanlar, insan olduğu için yaptığı eylemler masumsa; bende, ben olduğum için yaptığım eylemlerim bana göre masumdur.

Benim felsefemin ilk kuralı aynı felsefeye bağlı kalmamaktır. Zamanın bir parçasında insanlara karşı pragmatist olurken diğerinde hümanist olabiliyorum. Bitmek bilmeyen değişimin içinde kendimi korumaya çalışmıyorum. Ben salt veya değişmeyen ahlaki değerlerle kendimi sınırlandırmıyorum. Hayır! inançsızlığı da inanç haline getirmedim. Kendime de tapmıyorum, aksine yemek yemek ve uyumak zorunda olduğum için bedenimden bıktığımda oluyor. Felsefemin ikinci kuralı: değişime misafir olmak; değişen ortamda, değişik fikirlerde, farklı olan her şeyde içindeymiş gibi yaşamak ama misafir olarak. Kalıcı değil, eğer kalıcı olsaydı birinci kuralı çiğnemiş olurdum ve sanırım bu kural birinci kuralı güçlendiriyor. Felsefemin üçüncü ve inanç olarak kurduğum son kural aynı zamanda yaşama amacım, dünya görüşüm: Gerçeği bulmak!..

Gerçeği arama yolunda kaydettiğimi düşündüğüm ilerlemede benim de umudum: evreni tanıdıkça ona ulaştığıma inanmaktır. Doğarken sırtımızda bir yükle geliyoruz; evrendeki bilmediğimiz her şeyin ağırlığı bizim sırtımızda. Bilim ve sanat onu hafifletmek için verilen mükafat yollarımızdan ikisi. Felsefe de, bilim ve sanat mükafatımızı kullanmanın tek aracı. Gerçeğe ulaşmak dünyadaki asli görevimiz. Hayvanların veya diğer canlıların böyle bir özelliği yok. Bize verilen bu ilinti karşılığında evreni tanıma zorunluluğuyla bura yani evren -dünya- bize ait.

Bu özel yazımı önceki denememden bir alıntıyla bitirmek istiyorum :

"Evrende yükü ağır olanları görünce nefretle dolacaktır. En başta uzaklaşmak isteyecektir. Evrendeki boşluk ve fazlalık olarak görecektir. Sonraları yok etmek isteyecektir herkesi; önce aklından, sonra evrenden." 



Klıntı:
(1*2 )Yöntem Üzerine Söylev - Rene DESCARTES

--------------------------------------------------
Diğer Yayınlar:

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnsanın Evrimi ve Yaratılış Teorisi: Evrimsel Antropoloji

GENÇLİK SOSYOLOJİSİ - KUŞAK KAVRAMI VE Y-Z KUŞAĞI DEĞERLENDİRMESİ

GENÇLİK SOSYOLOJİSİ - KAVRAMSAL VE OLGUSAL DEĞERLENDİRME