İnsan Dünyası Üzerine Denemeler *4 - Zaman Geriye Aksaydı -
Okuma Süresi: 3 Dakika 5 Saniye

Neden geçmişi bekliyor, geleceği tecrübe etmiyoruz? tecrübe, deneyim, yaşantı gibi kavramlar, hepsi geçmişin izleri mi? gelecek geçmişle yer değiştirseydi; biz her sabah düne uyansaydık ne olurdu?
İkilem oluşturan kavramlar, dünyanın kendisini değil, dünyayla olan ilişkimizi anlatıyor sadece. Bir bakıma geçmiş ve gelecek gibi zamanı bölen ikilemler, dünya imgemizi, dilden ve eğitimden kazandığımız bilgilerin yıkılmaz bir modelini pratiğe çeviriyor. Bizde dünyayı -bütün evreni- olduğu gibi değil, önümüze örülmüş saydam duvarın arkasından göründüğü gibi izliyoruz -tecrübe ediyoruz-.
Bir kaç dakikalığına duvarın olmadığını varsayalım ve olması gereken dünyayı hayal edelim. Ben yaşantının olmadığı bir dünya hayal ediyorum. Geçmişin geleceğin önünden gittiği her şeyin önceden zaten tekrarlanmış olduğu bir dünya. Böyle bir dünyada tecrübe diye bir kavram olmaz, yanlış seçimler olmaz, keşkeler, ahlanmalar, sızlanmalar, ölünün arkasından ağlamalar olmaz. Peki ne olur? -bu sorunun cevabını daha önce düşünmedim soruyu yazar, bir sonraki yazıda başka soru eklerim diyordum ama şu anda cevabını vermek için düşünüyorum- *saat:10.30*
*saat:13.50*
Geçmiş ile gelecek yer değiştirseydi, şüphesiz ilk doğduğumuz anda olurduk. Doğardık, çünkü her şeyi biliyor olurduk. Tecrübenin bir anlamı kalmazdı; bir şeyleri deneyimlememize gerek kalmazdı. Zamanın geriye akması demek, beşer zamanın son noktası olan ölümün yok olması demek olurdu. Hiç kimse ölmezdi. Herkes bir sonraki yapacağı hareketi önceden biliyor olurdu.
Peki insanlar, yapacağı her hareketi önceden biliyorsa, kendi seçimleri arasında iki insanın birbirlerine karşı zıt istekleri paradoks yaşatmaz mı ?
Bir hırsız düşünelim bir de polis. Hırsız, polisten sonsuza kadar kurtulma seçimini yapıyor ve bu seçimi biliyor yani seçimi yaptığı an polisten sonsuza kadar kurtulmuş olacak ama poliste hırsızı yakalama seçimini yapıyor ve o da seçimi yaptığı an hırsızı yakalayacağını biliyor, çünkü; geçmiş geleceğin önünden gidiyor. O halde ikisinin de dediği aynı zaman diliminde nasıl olacak? bu paradoksa onlarca kombinasyon düşünebiliriz ama her seferinde bir tarafın dediği olmayacak. Çünkü; ortada iki nesne ve ikilem var. İkilemlerin aynı zaman içinde aynı anda olması imkansız, zaman geriye aksa bile... O halde bir paradoksun olmaması ve zamanın geriye sorunsuz akması için, seçimlerinin önceden belirlenmiş olması gerekir. Bu sayede sorunsuz çalışan bir kod yığını gibi insanlar iki karşı nesne ve karşıt isteklerde bulunduğunda paradoks oluşmayacaktır. Çünkü; onların seçimlerini belirleyen zaman üstü bir olay -varlık- vardır. Yinede bu önceden belirlenmiş seçim hırsız-polis paradoksunu çözmeyecektir çünkü; hırsız ve polisin seçimleri zaman üstü bir istektir. Demekki zaman üstünde karşıt isteğin -varlığın- olması imkansızdır. Çünkü; geçmişi ve geleceği bilen ikinci bir varlık olması iki varlık arasında seçim paradoksu yaşanmasına neden olacaktır. Bu paradoksun yaşanmaması için diğer varlığında seçimlerinin önceden belirlenmiş olması gerekir. Bu da zaman içinde, belirlenmiş başka bir zaman ve onun içinde de bir zaman demektir. Her zamanda da insanın düşünemeyecek kadar zaman gerilmesi oluşursa benim şuan yaptığım gibi düşüncenin hiçliğine inecektir yani zaman içindeki zamanı düşünürken birinde diğerini unutacaktır ve başa geri dönecektir.
İnsan Dünyası Üzerine Denemeler *5 ...
İnstagram:
---------------------------------------------------
Geçmiş ile gelecek yer değiştirseydi, şüphesiz ilk doğduğumuz anda olurduk. Doğardık, çünkü her şeyi biliyor olurduk. Tecrübenin bir anlamı kalmazdı; bir şeyleri deneyimlememize gerek kalmazdı. Zamanın geriye akması demek, beşer zamanın son noktası olan ölümün yok olması demek olurdu. Hiç kimse ölmezdi. Herkes bir sonraki yapacağı hareketi önceden biliyor olurdu.
Peki insanlar, yapacağı her hareketi önceden biliyorsa, kendi seçimleri arasında iki insanın birbirlerine karşı zıt istekleri paradoks yaşatmaz mı ?
Bir hırsız düşünelim bir de polis. Hırsız, polisten sonsuza kadar kurtulma seçimini yapıyor ve bu seçimi biliyor yani seçimi yaptığı an polisten sonsuza kadar kurtulmuş olacak ama poliste hırsızı yakalama seçimini yapıyor ve o da seçimi yaptığı an hırsızı yakalayacağını biliyor, çünkü; geçmiş geleceğin önünden gidiyor. O halde ikisinin de dediği aynı zaman diliminde nasıl olacak? bu paradoksa onlarca kombinasyon düşünebiliriz ama her seferinde bir tarafın dediği olmayacak. Çünkü; ortada iki nesne ve ikilem var. İkilemlerin aynı zaman içinde aynı anda olması imkansız, zaman geriye aksa bile... O halde bir paradoksun olmaması ve zamanın geriye sorunsuz akması için, seçimlerinin önceden belirlenmiş olması gerekir. Bu sayede sorunsuz çalışan bir kod yığını gibi insanlar iki karşı nesne ve karşıt isteklerde bulunduğunda paradoks oluşmayacaktır. Çünkü; onların seçimlerini belirleyen zaman üstü bir olay -varlık- vardır. Yinede bu önceden belirlenmiş seçim hırsız-polis paradoksunu çözmeyecektir çünkü; hırsız ve polisin seçimleri zaman üstü bir istektir. Demekki zaman üstünde karşıt isteğin -varlığın- olması imkansızdır. Çünkü; geçmişi ve geleceği bilen ikinci bir varlık olması iki varlık arasında seçim paradoksu yaşanmasına neden olacaktır. Bu paradoksun yaşanmaması için diğer varlığında seçimlerinin önceden belirlenmiş olması gerekir. Bu da zaman içinde, belirlenmiş başka bir zaman ve onun içinde de bir zaman demektir. Her zamanda da insanın düşünemeyecek kadar zaman gerilmesi oluşursa benim şuan yaptığım gibi düşüncenin hiçliğine inecektir yani zaman içindeki zamanı düşünürken birinde diğerini unutacaktır ve başa geri dönecektir.
İnsan Dünyası Üzerine Denemeler *5 ...
İnstagram:
---------------------------------------------------
Yorumlar
Yorum Gönder